Ulaşım | İletişim   
Safranbolu

Metin: Mustafa Kemal DEMİRIŞIK

SAFRANBOLU’DA YAŞAMAK

Eskiyi “kötü”, yeniyi “iyi” bellemişiz hep. Bu yüzden yok olup giden, köhnemiş, utangaç ve ille de “boynu bükük” sivil mimari örnekleri ile dolu kentlerimiz, köylerimiz, sahillerimiz... Nice kültüre, nice anılara tanık olmuş o evlerimizi yok bilmişiz, yanına yöresine beton apartmanlar dikmişiz. Yenilenmeyi, eskiyi yok etmek, ihmal etmek anlamında almış, yanılmışız. ...Ve eski evler, gün geçtikçe bozulan kent mekânlarıyla birlikte yavaş yavaş kaybolmuş. Eski evler yıkılıp, yerine çok katlı evler yapılmış ve bu günkü panorama ç  ıkmış karşımıza.

Geride kalan şeyler hüzünlü, buruk ve biraz da mahcup... Eski evler, zamanın acımasızca değişimine karşı direniyorlar direnmesine de, artı çoğunun bir ayağı çukurda ne yazık ki... Doğa güzelliğine bütünlük katan eski evler, çok katlı apartmanlar arasında soluk almaya çalışıyor; yenilerin yanında kenara itik, suçlu bir çocuk gibi...

Safranbolu’da, eski evlerin eski insanları, yeni beton komşularını ürkerek selamlıyorlar. Eski evlerin eski dostları gibi, yalnızca resimlerde kalmasına gönülleri hiç razı değil bunlara gönül verenlerin, betonlaşmaya yenik düşmeyenlerin.

Nostalji değil bu. Yüzyıllar süren bir birikimle ulaştığımız kültürel değerlerimizin, günümüzde yok olmaya, unutulmaya yüz tutan değerlerini yeniden kazanma savaşıdır bu.

Sözün kısası, eski evlere, eski kültürlere gönül verip, baş koyanlar yol arıyor, çözüm bekliyor soruna. Eskinin “kötü” yeninin ille de “iyi” olmadığını anlatmaya çalışıyor, konuyu gündemde sıcak tutmaya bakıyorlar. Yenileri eskilere saygılı, uyumlu olmaya davet ediyorlar.

 

Fotoğraflar ve Metin : Gülcan ACAR

SAFRANBOLU HAKKINDA

Karabük’e 8 km uzaklıktaki Safranbolu, coğrafyanın insan ile bütünleştiği, mimarinin yaşama biçimi ile şekillendiği örnek bir kenttir. Safranbolu’yu benzerlerinden ayıran, 18. ve 19. yüzyıl Türk yaşantısını ve mimarisini yansıtan evlerini ve yerleşimini kentsel boyutta koruyarak, bir bütün olarak günümüze ulaştırmasıdır.

Peki bugün her gidenin kendinden bir parça bulduğu, fotoğraf ve film platosu Safranbolu’yu eşsiz yapan “kentsel koruma” nasıl gerçekleşmiştir? Safranbolu hakkında belki de öncelikle bilinmesi gereken bu konudur. Kentin korunmasına Karabük'te kurulan Demir Çelik Fabrikasının da katkı sağladığı bir gerçektir. 1950'li yıllarda tüm ülkeye yayılan yeni yapılaşma modelinden Safranbolu da payını alır ve kent halkı Karabük'e daha yakın yerleşim alanlarına yeni ve modern evler yapmaya başlar. Safranbolu açısından büyük bir şans olan bu gelişme, Safranbolu'yu bozulma tehlikesinden ve değişimden korumuştur. 

1970'lere kadar doğal ortamında süregelen koruma, o yıllardaki yerel yönetimlerin çabaları ile bilinçli bir sürece taşınmış, 1976 yılı sonunda, Kültür Bakanlığı tarafından Safranbolu için hukuki anlamda koruma kararları alınmıştır. 1985 yılında, Çarşı ve Bağlar bölgeleri kentsel sit alanı olarak ilan edilmiş, bu iki bölgede bugün sayıları 1.200'ü geçen çok sayıda sivil mimarlık ve anıtsal eser koruma altına alınmıştır. Safranbolu, korumadaki bu başarısıyla, 1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Mimari miras listesine dahil edilmiştir.

Bütün bu planlı koruma sürecinde gerçekleştirilen festivaller, mimari çevrelerin kentte gerçekleştirdiği sempozyum ve seyahatler, Kültür Bakanlığınca başlatılan restorasyon çalışmaları yalnızca Safranbolu'da değil, tüm Türkiye'de korumacılığa güçlü bir ivme kazandırmış, bu çabalar geleneksel Türk evine olan ilgiyi yeniden gündeme getirmiştir.1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Mimari Miras Listesi'ne dahil edilmiştir.

1990'ların ilk yıllarında başlayan turizm hareketleri, 1970'lerde daha çok mimari akademik çevrelerle sınırlı kalan Safranbolu ilgisini uluslararası boyuta taşıyarak tüm dünyaya yaymıştır. Safranbolu'lu, gelinen noktada sahip olduğu önemli mirası ve kültürel kimliği, turizm değeri olarak bütün insanlıkla paylaşmaktadır.

Koruyarak kullanma girişimleriyle başlayan Safranbolu'da turizm, diğer benzer özellikteki kentlere örnek teşkil eden yeni bir "turizm modeli" niteliğindedir. Tarihi değerlerin yanı sıra, kent kültürünün, geleneklerinin ve yaşama biçiminin, içinde yaşayan halk tarafından turizme doğrudan katıldığı bu modelin, ülkenin kültür turizminin gelişmesine ivme kazandırdığı yadsınamaz bir gerçektir.

Safranbolu’yu nasıl gezelim

Safranbolu’yu bir günlük gezi programına sığdırmak pek mümkün değildir. Yaygın olarak, Seyahat acentaları tarafından hafta sonuna sığdırılmaya çalışılan Batı Karadeniz programı içerisinde günübirlik bir destinasyon olarak konulan Safranbolu ziyareti, size kenti yeterince tanıyabileceğiniz zamanı tanımaz. Safranbolu, en az bir gece konaklamalı olmak üzere, 2 tam günde hızlı bir şekilde gezilebilir. Ancak çevre değerleri ile zenginleştirilmiş bir Karabük gezi programı içinde bir haftaya yayılan zaman diliminde tadınca gezilebilir, değerleri hissedilebilir.

Safranbolu’da gezi programı kentin bütün güzelliğini görebileceğiniz Hıdırlık Tepesinden başlamalıdır. Tüm evlerin size doğru baktığı bu manzara, kente haklı ününü veren tüm söylemleri hatırlatıcı niteliktedir. Evden sokağa, sokaktan mahalleye, mahalleden kente yaylan akılcı yerleşim gözler önündedir. Aşağıda, sokakların kesiştiği noktada anıtsal eserlerin birçoğu toplu halde görülebilir.

Hıdırlıktan bakıldığında,  gün geriden, kentin üzerine doğru doğar. Sabahın erken saatlerinde bu bakış açısı her mevsim en güzel fotoğrafı verir. Hıdırlık tepesinde yeme-içme servisi bulunur. Arkada kalan mezarlık, burada gözlenen manzaranın daha da genişletilmiş halini sağlar. Yeterli vakit var ise Hıdırlık ile mezarlık arasındaki yol izlenerek Çarşı içine inilebilir.

Tüm Safranbolu’yu görebildiğiniz Hıdırlık Tepesi’ndeki muhteşem seyirin ardından artık kentin sokaklarına dalma, bu tarihi kentin tadını çıkarma vaktidir. Merdivenli iniş yolu sizi Kaymakamlar Müze Evinin de üzerinde olduğu dar sokağa götürür.

Müze evin ziyaret edilmesinden sonra Çarşı içi tüm canlılığı ile sizi kucaklar. Gezi cumartesi gününe denk gelmiş ise Cinci Hanın arkasındaki Cumartesi Pazarı yüzyıllardır süregelen geleneğin devamı olarak karşınızdadır. Yakın ilçe ve köylerden bizzat üreticisi tarafından getirilmiş taze sebze ve meyvalar tezgahlarda yerini almışken, biraz ileride kurulmuş hayvan pazarı hala eski günlerdeki canlılığını korumaktadır.

Bu noktadan ileri, Çarşı içinde gezilebilecek tüm alanlar yürüyüş mesafesindedir. Hızlıca bir tempoyla bir gün içinde gezmek mümkün olabilir. Pazar yerinin devamındaki sokakların her iki yanında, çoğu el sanatı hediyelik eşyaların satın alınabileceği dükkanlar ile ev yemeklerin yenebileceği yeme-içme mekanları sıralanmıştır. Sokakların kesiştiği noktada tüm zarafeti ile İzzet Mehmet Paşa Camisi gezilmelidir. Caminin avlusundan aşağıda Demirciler, Bakırcılar, Kalaycılar Çarşıları gezilebilir. Sıcak demir işlerinin üretilmeye devam ettiği Demirciler Çarşısında tüm esnaf güler yüzü ile fotoğraf karelerinize konu olabilir. Kentin içine kadar uzanarak ilginç jeolojik yapısını ortaya koyan kanyonlar en iyi bu noktadan görülebilir.

Yukarıya doğru uzanan sokaklar sizi Köprülü Mehmet Paşa Camisine götürür. Cami ve avlusundaki Güneş Saati görüldükten sonra hemen solda Tarihi Yemeniciler Arastası gezilebilir. Eskiden tamamında yemeni üretimi yapılan Arasta’da, bugün diğer sokaklarda olduğu gibi hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar sıralanmıştır.

Arastanın biraz ilerisindeki Kazdağlı Meydanı “Çarşı Meydanı”dır. Ortasında Kazdağlı Camisinin bulunduğu bu meydan, otobüslerin yolcuların bıraktıkları ilk noktadır. Bekleme ve buluşma noktası olarak kullanılabilecek Çarşı Meydanında Turizm Danışma Bürosu, tuvalet, polis karakolu, banka, Seyahat Acentası, otobüs ve taksi durağı bulunmaktadır.

Çarşı Meydanından batı ve kuzey yönüne yokuş yukarı uzanan iki sokak sizi önemli ilgi noktalarına götürür. Batı yönünde, Hükümet Sokağın götürdüğü yukarıda görülen bina Kent Müzesi olarak kullanılan Eski Hükümet Konağı binasıdır. Binanın bulunduğu ve Hıdırlıktan bakıldığında eş yükseltide hemen dikkat çeken bu tepe kentin “Kale”sidir. Kale üzerindeki hala çalışan Tarihi Saat Kulesi ile Eski Cezaevi görülmelidir. Burada, Anadolu’da yapılmış 12 özgün saat kulesinin minyatürlerinden oluşan “Saat Kulesi Müzesi” bulunmaktadır.

Meydandan kuzeye yokuş yukarı ilerleyen, bugün nerdeyse tamamının otel olarak kullanıldığı konaklarla sıralı Mescit Sokak, ileride Asmazlar Sokak ile kesişir. Akılcı mimari ve yaşama keyfinin buluştuğu, içinde havuzu olan konakların en iyi iki örneği, yanyana ve aynı adla bu sokaktadır. Kentin ilk oteli olan Havuzlu Asmazlar Konağı otelinde, havuzbaşında içilecek kahve keyfi Safranbolu’da yapılabilecekler listesinde olmalıdır.

Çarşı meydanından doğuya doğru uzanan yol sizi Akçasu Mahallesine götürür. İçinden geçen ince derenin küçük köprülerle süslendiği bu mahalle daha sakin başka bir ruh taşır. Mahallenin ortasındaki Dağdelen Camisi ve daha içerilerdeki Lütfiye (Kaçak) Camisi Safranbolu’da mimarinin başka bir hayranlık ifadesidir.

Buraya kadar yapılan hızlı tempolu gezide gün neredeyse tamamlanmıştır. Halbuki burada bahsedilen sokakların kestiği Arnavut kaldırımlı çok sayıda dar sokak sizin keşfetmenizi beklemektedir. Cinci Han, Eski Hamam, gezilebilir evler gezi programınıza dahil edilmelidir. Yine meydanda bulunan Cinci Hamam (Yeni Hamam) ise işlevini sürdürdüğünden gezi amaçlı değil, sağlık amaçlı programa alınmalıdır.

Günün sonunda, konaklama için tercih edilen bir Safranbolu Konağı gün boyu gördüklerinizi ve yaşadıklarınızı özümsemeye yarayacak havayı size sağlayacaktır. Bütün akşamınızı konağınızda kalıp, geçmişin izlerine karışarak geçirebileceğiniz gibi, kentin içine dağılmış çok sayıdaki müzikli-eğlenceli mekanları da ziyaret edebilirisiniz.

Safranbolu’da geçireceğiniz ikinci günde yine sizi çok seçenekli yoğun bir program bekler. Henüz Çarşı bölgesi gezilmiştir. Eskiden Rum Mahallesi olarak bilinen Kıranköy ve yazlık olarak kullanılan Bağlar Bölgesi bugüne sığdırılmalıdır. Çarşı’dan Kıranköy’e yaklaşık 3 km, Kıranköyden Bağlar’a yine 3 km sonra varılır. Yokuş yukarı uzanan bu mesafelerde araç kullanmak zaman kazandırabilir. Her iki bölgede de çok sayıda konak, otel, pansiyon, lokanta ve eğlence yeri olarak kullanılmaktadır.  Kıranköy’de bulunan ve eski bir kiliseden camiye çevrilmiş olan Ulu Cami, farklı mimarisi ve ilginç tarihiyle görülmeye değerdir.

Eskiden “yazlık” olarak kullanılan Bağlar Bölgesinde de evler Çarşı Bölgesindekilere benzer ihtişamda yapılmıştır. Özellikle bahçeler renklerle şenlendiği bahar mevsiminde ya da karlarla örtülü kış mevsiminde sokaklarda yürümek insana farklı bir haz verir. Burada yükselti, 3 km uzaklıktaki Çarşı’ya göre 200 metre daha fazladır. Bu yükselti farkı bölgenin yaz aylarında Çarşı’ya göre daha serin olmasını sağlar. Bu nedenle Bağlar Mevkii, eskiden beri Safranbolu insanının yaz aylarını geçirdiği yer olmuştur. Bu bölgede de gezilebilir evler mevcuttur. Bunlardan Değirmenbaşı mevkiindeki, ahşap işçiliğinin eşsiz örneği, başodasıyla yüzlerce kitaba fotoğraf veren Emirhocazade Ahmet Beyler Evi gezi planına alınmalıdır.

Bağlar bölgesinden daha yukarı da, yaklaşık 4 km sonra varılan İncekaya Sukemeri ziyaret edilebilecek yerlerdendir. Su kemerinden başlayarak Çarşı içine doğru uzanan Tokatlı Kanyonunun belli bir bölümü yürüyüş güzergahı olarak düzenlenmiş ve kentin alternatif turizm olanaklarına önemli değer katmıştır. Yaklaşık 2 saat süren ve zorlu olmayan bu yürüyüş, gezinize farklı bir tat katacaktır. Kanyonun başına 2012 yılı başında inşa edilen camlı seyir terası dünyadaki ender örnekleri aratmayacak niteliktedir.

İkinci günün yarısını alan buraya kadar anlatılan programdan sonra kalan zamanda Yörük Köyü ile Bulak Mağarası görülebilir. Dünya Mağara literatürüne girmiş Bulak Mağarasına Bağlar mevkiinden ulaşılır.

Safranbolu'dan Kastamonu yönüne 12 km gidildiğinde varılan Yörük Köyü, küçük bir Safranbolu niteliğindedir. Konak heybetindeki evleri, evlerin sokaklar boyunca sıralanmaları bilinen köy yerleşiminden oldukça farklı bir yapı sunar. Nerdeyse köyün tamamı bozulmadan bugüne gelebilmiş ve Yörük Köyü 1996 yılında koruma altına alınmıştır.

Safranbolu ve çevresi, trekking, tırmanış gibi çeşitli doğa sporlarına elverişli yayla, orman ve kanyonları da barındırır. Antik dönemden kalma birçok kalıntı, höyük, kaya mezarı ve tarihi mezarlar ile komşu ilçelerdeki tarihi ve doğal değerler, Safranbolu'nun yakınlarındaki diğer ilgi noktalarıdır.


Ana Sayfa | Dadibra | Safranbolu | İletişim | Ulaşım | Rezervasyon |